Farklı mimarilerin şaşırtıcı birlikteliğinden doğan surlarla çevrili bir şehir, sörfçü ve dalışçıları aynı anda bağrına basan ve tatmin eden bir okyanus, bakir koylar, alize rüzgarları sayesinde oluşan ılıman bir iklim, tüm Fas’ta nam salmış el sanatları, seçkin yöresel mutfak, şaşırtıcı derecede samimi bir misafirperverlik… Essaouira yani eski adıyla Mogador’da bir seyyahın aradığı her şey mevcuttur. Düzenli bir ziyaretten daha fazlasına, uzunca bir gezintiye çağırır Essaouira sizi, Sqala ve çarşı yolundaki surların yanı sıra Oqba Ibn Nafii caddesinde sanat galerisine dönüşmüş meydanlar. Antika dükkanları ve marangoz atölyeleri ile, şehrin ruhunu keşfetmek için yapacağınız uzun duraklamalara bahaneniz hazırdır. Ayrıca kent, sıradan sayılmayacak hatıraları bünyesinde barındırır ve çok sayıda ünlü sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Bunlar arasında ziyaretleri ölümsüz sayılan Orson Welles ve Jimmy Hendrix’i sayabiliriz. Kozmopolit bir kent olan Essaouira, Kraliyet’in hiçbir diğer şehrine benzemez.
Gezi Önerilerimiz
Bab Doukkala
Kapının arkasındaki meydan müzisyenlere ve okazyon el hikayecilere sahne olur. Meydanda yer alan eski otogar yerel sanatçıların eserlerini sergilediği bir sanat galerisine dönüştürülmüştür. Yine bu kapının yakınlarında, surların dış kısmında yer alan Avrupalı kabristanı kentin geçtiğimiz yüzyıldaki kozmopolit yapısını gözler önüne serer.
Kasbah Skalası
Falezler üzerine kurulu, 300 metre uzunluğundaki bu güçlü kale burcu, denizden gelecek saldırılara karşı şehri koruyordu. Eski cephanelik olan Skala’da günümüzde, şehrin tanınmasında pay sahibi olan ağaç oymacılarının atölyelerinden birkaçını barındıran kazamatlar bulunur. Zanaatkarlar genellikle mazı ağacından oyulan en güzel eserlerini, sizlere sunmaktan zevk duyacaklardır. Mazı ağacının kokusu da çok hoş oluyor doğrusu ! Surların üzerinde, topların hemen arkasından muhteşem okyanus ve Essaouira manzarası sizleri bekliyor.
Balık Pazarı
Liman, kentin en canlı yerlerinden biri, özellikle de gemiler balıktan dönerken. Rıhtımlar, balıkları paylaşma mücadelesi veren martıların beyaz kanatları arasında balıkçıların kızıl renkli ağlarını ördükleri koskoca bir fuar halini alır. Sabahları, balık ve deniz mahsullerinin çığırtkanlıkla satışına şahitlik ederiz. Mangallar, ızgara deniz mahsulleri ve balıklar için hazır bekletilir. Aktivitesi çok yüksek olmamasına rağmen Essaouira limanı, Kraliyet’in üçüncü büyük sardalye limanıdır.
Medina içindeki kapalı çarşı (souk)
Kentin bu en canlı bölümünde, renklerin, kokuların ve seslerin güdümünde olan fantezilerinizin esiri olursunuz. Beklenmeyen dolambaçlar, gizli köşeleri veya çekici sokak sahnelerini keşfetmenizi sağlar. Günün hangi saati olursa olsun, mahsullerini satmaya gelen civar köylülerin sürüklediği ve ağzına kadar gıda maddeleriyle dolu olan el arabalarının, en ucuz meyvelerin ve en taze balıkların sergilendiği duba tezgahların ve yine görkemli bir şekilde beyaz haiklerine (günümüzde Fas’ın geri kalan bölgelerinde çok nadiren kullanılan geleneksel bir giysi) bürünmüş kadınların arasında kendinize bir yol bulmakta zorlanırsınız.
Mulay Hasan Meydanı
Kenti ortadan bölen Sidi Mohammed Ben Abdallah, keyifli terasları ile göze çarpan Molla Hasan meydanı ile eski Mellah mahallesini birleştirir. Marangoz atölyelerinin yanı sıra, yerel el sanatları, geleneksel kumaş ve giysiler, müzik aletleri, halı çeşitleri ve yine baharat, meyve, sebze çeşitlerinin pazarlandığı küçük dükkanlar boydan boya sıralanmıştır. Ticarethaneler, güzel burjuva evlerinin zemin katlarında faaliyet gösterir. Hemen yanı başında eski Mellah mahallesi, geleneksel sakinleri (genellikle Museviler) ile dolu bir labirent görünümünde, maalesef zamanın hakaretlerine maruz kalmıştır.
Essaouira Limanı
18. yüzyıl sonlarında, Essaouira limanı, Fas’ın deniz ticaretinin neredeyse yarısını karşılıyordu. Bir asır sonrasında, Fransızların hâkimiyetinde Casablanca ve Agadir limanları inşa edilince buradaki ticari aktivite yavaşladı. Krallığın diğer limanlarının tam aksine, bu limanın cazibesini ve manasını meydana çıkaran faktör, bu kapalı alanda kendini gösteren teknelerin şeklen uyumları ve gösterişli hacimleridir.
Kuzey Kale Burcu
Kuzey kale burcundan kente ve Skala’ya çok güzel bir manzara vardır. Toplarla donatılmış, 200 metre uzunluğundaki bu platform güçlü surlarla çevrilidir ve şehri, okyanustan gelen saldırılardan korumak için yapılmıştır. Kemerli bir geçit vasıtasıyla zemin kata, Fas’ın en iyi ahşap oyma sanatçılarının bulunduğu kazamatlara inilir.
Denizcilik Kapısı
Denizcilik kapısı, 1796 (hicri 1184) yılında, Sidi Mohammed Ben Abdallah döneminde yaptırılmıştır. İki adet sütun ve klasik tarzda bir alınlıktan oluşmaktadır. Bir merdiven vasıtasıyla sur duvarının üstüne çıkıp okyanus, medina ve hemen yakındaki kayalık adalara bakan manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Bu kapı, limana giriş sağlar.
Liman Skala’sı
Liman inşaatına Sidi Mohammed Ben Abdallah tarafından karar verilmiş ve askeri kalelerin yapımında uzmanlaşmış Avignon asıllı geometrici Théodore Cornut bu iş için görevlendirilmişti. Théodore Cornut ise bu kaleyi kısmen yıkmış ve üzerinde bir dizi topu taşıyabilecek Skala adı verilen bir meydan inşa etmişti. Buradan, okyanusa doğru nişan almış toplarla (18 ve 19. yüzyıldan kalma) dolu bir meydana ulaşıyoruz. Okyanus ve kente eşsiz bir seyir noktası. Bu yapının inşasının amacı, her yönden gelebilecek korsan saldırılandan şehri korumaktı çünkü Essaouira, M.Ö 7. yüzyıldan bu yana hep göz dikilen ve saldırıya uğrayan bir bölgeydi.
Sidi Mohammed Ben Abdallah Müzesi
Sidi Mohammed Ben Abdallah etnografya müzesi, bir paşanın 19. yüzyıldan kalma malikanesinde kurulmuştur. Bu müze, bölgesel sanata ilginizi çeker ve sayısız objeyi bir araya toplar : müzik aletleri (eski ve güncel) ve özellikle berberi orijinli müzik aletleri, buhurluk ayin objeleri veya yine özel günler ve törenlerde giyilen tipik giysiler. Müzenin üst kattaki bölümü, bölge kabilelerinin el sanatları geleneklerinin meyvesi olan güzel bir halı sergisine ayrılmıştır.
Mellah Mahallesi
Kentin kuzeyinde, Kasbaha bitişik olarak yerleşen bu mahalle, uzun süre sadece Musevilerin yaşadığı bir kısım olarak kaldı. 18. yüzyıl civarlarında, Sultan Sidi Mohammed Ben Abdallah’ın isteği üzerine, çok sayıda Musevi tüccar ailesi “Tüccar es Sultan” uluslar arası ticareti başlatmak için buraya yerleşmişti. Bununla birlikte, her meslekten zanaatkar, tüccar ve sebze, meyve, baharat satıcısının yanı sıra işportacılar, ünlü hahamlar…vs bu mahallede yer buluyordu.
Orson Welles Meydanı
1949 yılında, Orson Welles, William Shakespeare’in ünlü tragedyası Othello’nun dış sahnelerinin çekimi için Essaouira’nın büyük çerçevesi kale surlarını set olarak seçer. André Bazin, Orson Welles adlı eserinde şöyle der : “Mogador’un kayalarından sanal ve dramatik bir mimari oluşturmaktadır ancak, asırlarca güneş ve rüzgar tarafından paslandırılan doğal taşlı gerçek mimarinin barındırabileceği tüm prestijlerle ve güzelliklerle süslenmiş bir mimari bu”.