Fas (Morocco), Kuzey Afrika’nın batı ucunda konumlanan ve hem Atlas Okyanusu’na hem de Akdeniz’e kıyısı olan egzotik bir ülkedir. Batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Akdeniz ile çevrilidir ve stratejik olarak Avrupa’ya Cebelitarık Boğazı üzerinden bakmaktadır. Doğusunda Cezayir, güneyinde Moritanya (Batı Sahra bölgesi dahil) ile komşudur. Başkenti Rabat, en büyük kenti ise Kazablanka’dır. Yaklaşık 37 milyon nüfusa sahip olan Fas, doğal güzellikleri, köklü tarihi ve canlı kültürü sayesinde her yıl milyonlarca turisti kendine çekmektedir. Nitekim 2023 yılında 14,5 milyon uluslararası ziyaretçi ağırlayarak turizmde tarihi bir rekora imza atmıştır. Eğer unutulmaz bir seyahat deneyimi arıyorsanız, Afrika’nın bu büyülü köşesi tam size göredir!
Fas'ın Coğrafi Özellikleri ve Doğal Güzellikleri
Fas, coğrafi çeşitlilik bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Ülkenin kuzeyinde ve batısında uzanan uzun sahil şeridi, Atlas Okyanusu’nun vahşi dalgalarından Akdeniz’in sakin sularına kadar farklı deniz manzaraları sunar. Atlas Dağları, ülkenin bel kemiğini oluşturur ve kıyı bölgelerini güneydeki Sahra Çölü’nden doğal bir duvar gibi ayırır. Bu dağ silsilesinin etkisiyle, kuzey kıyılar daha ılıman ve verimli iken Atlasların güneyi çöl iklimine sahiptir. Hatta inanması zor gelebilir, fakat Atlas Dağları’nın yüksek kesimleri kışın karla kaplanır ve belli bölgelerde kayak yapmak bile mümkündür. Ülkenin en yüksek zirvesi olan Cebel Toubkal (4167 m), sadece Fas’ın değil tüm Kuzey Afrika’nın en yüksek dağıdır. Bu sayede Fas, sahilden çöl kumullarına ve karla örtülü dağlara uzanan benzersiz manzaraları tek bir gezide sunar.
Fas’ın güneydoğusunda, dünyanın en büyük sıcak çölü olan Büyük Sahra Çölü uzanır. Bu bölgede yer alan Erg Chebbi ve Erg Chegaga gibi kumul alanları, turuncu-altın renkli devasa kum tepeleriyle ünlüdür. Sahra Çölü’nde gün batımını izlemek, kızıllığa bürünen ufuk çizgisi üzerinde deve kervanlarıyla ilerlemek gerçeküstü bir deneyim sunar. Gece çöktüğünde, ışık kirliliğinden uzak çöl göğünde milyonlarca yıldız parlayarak ziyaretçilere adeta bir masal atmosferi yaşatır. Gündüz kavurucu sıcakların hüküm sürdüğü çöl ortamında, serin çöl akşamlarında yerel Berberi kamplarında yıldızlar altında konaklamak, çoğu gezginin Fas seyahatinin unutulmaz zirvelerinden biri olmaktadır.
Fas’ın Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri
Fas, tarih boyunca Berberi (Amazigh) kültürünün yanı sıra Arap, Afrika ve Avrupa etkilerinin harmanlandığı, zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. 7. yüzyıldan itibaren bölgeye gelen Araplar İslam dinini ve Arapçayı getirerek bugünün Fas kültürünün temelini attılar. Berberiler ve Araplar yüzyıllar içinde kaynaşarak ortak bir ulusal kimlik oluşturmuş, ancak her iki kültürün gelenekleri de günümüze kadar yaşatılmaktadır. Ülkenin resmi dilleri Arapça ve Berberice olup, Fransızca da sömürge geçmişinin etkisiyle yaygın biçimde konuşulur. Halkın büyük çoğunluğu Müslümandır ve bu durum mimariden yaşam tarzına kadar pek çok alanda kendini gösterir.
Fas denince akla ilk gelenlerden biri renkli çarşılar (souk) ve günlük hayatın canlılığıdır. Baharatların, deri eşyaların, el dokuması halıların ve geleneksel zanaat ürünlerinin satıldığı bu labirentvari çarşılarda, Doğu’nun mistik atmosferini iliklerinize kadar hissedersiniz. Fas mutfağı da kültürün önemli bir parçasıdır: tajin (taçin) adı verilen toprak kaplarda pişen etli-sebzeli yemekler, kuskus, naneli yeşil çay ve tatlı olarak sunulan bal ve bademle yapılan çeşitler damakları şenlendirir. Ülkenin dört bir yanında yıl boyunca çeşitli festival ve kutlamalar düzenlenir; özellikle Müslüman bayramları, Gnaoua müzik festivali (Essaouira’da) ve geleneksel folklor festivalleri yerli yabancı birçok ziyaretçiyi cezbeder.
Fas halkı ise sıcak kanlılığı ve misafirperverliği ile tanınır. Geleneksel olarak misafire büyük değer verilir ve ülkeyi ziyaret edenler, yerel insanların kültürlerini ve yaşam tarzlarını paylaşmaktan gurur duyduklarını hemen fark ederler. Ziyaretçiler, çoğu zaman bir yabancıdan ziyade evlerine gelmiş bir konuk gibi ağırlanır. Gerçekten de, Fas’ı ziyaret edenler kültürlerini gururla paylaşan sıcak ve misafirperver insanlarla karşılaşacaklardır. Bu sayede gezginler, sadece tarihi mekânları görmekle kalmayıp günlük yaşamın samimi bir parçası olma şansını da yakalar.
Fas’ta Görülmesi Gereken Yerler
Fas, keşfedilmeyi bekleyen sayısız tarihi şehir, doğal güzellik ve kültürel durak barındırır. İşte Fas’ta gezilecek başlıca yerlerden bazıları:
Marakeş – Kızıl Şehrin Büyüsü
Fas’ın orta kısmında, Atlas Dağları’nın eteklerinde yer alan Marakeş, ülkenin en popüler ve renkli turistik destinasyonlarından biridir. Şehre “Kızıl Şehir” denmesinin sebebi, tarihi surları ve binalarının kızıl renkte toprağı yansıtmasıdır. Marakeş denilince akla ilk olarak UNESCO Dünya Mirası listesindeki Jemaa el-Fna Meydanı gelir. Gündüzleri yılan oynatıcıları, berberi müzisyenler, seyyar meyve suyu satıcıları ve envai çeşit sokak satıcısıyla dolup taşan bu meydan, geceleri ise açık hava restoranları ve gösterileriyle adeta bir panayıra dönüşür. Meydanın etrafından şehrin kalbine doğru uzanan souk adı verilen çarşılarda gezinirken baharat kokuları, parlak renkli tekstil ürünleri ve bakır lambaların ışıltısı arasında kaybolursunuz. Marakeş, hareketli çarşıları, egzotik baharatları, etkileyici mimarisi ve canlı kültürüyle ünlüdür. Koutoubia Camii’nin zarif minaresi, Bahia Sarayı’nın ihtişamlı avluları, Ben Youssef Medresesi’nin çini süslemeleri ve Majorelle Bahçeleri’nin huzurlu ortamı Marakeş’te mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Modern şehir bölgesi Gueliz ise galerileri, kafeleri ve mağazalarıyla Marakeş’in çağdaş yüzünü yansıtır. Geleneksel riad denen konukevlerinde konaklayarak veya yerel hamamlarda dinlenerek bu şehirde geçireceğiniz zaman, Fas’ın büyüleyici ruhunu derinden hissetmenizi sağlayacaktır.
Marakeş’in kalbi sayılan Jemaa el-Fna Meydanı gün batımında bile capcanlıdır. Bu ikonik meydan, gündüzleri pazaryeri olarak hareketlenir, geceleri ise sokak yemekleri tezgâhları ve gösterilerle bir açık hava eğlence alanına dönüşür.
Fes – Labirent Şehir ve Kültür Hazinesi
Tarihi başkent Fes, Fas’ın ruhunu en otantik hissedebileceğiniz şehirlerden biridir. Ülkenin en eski imparatorluk şehirlerinden olan Fes, daracık ve dolambaçlı sokaklardan oluşan devasa bir medinaya (eski şehir) sahiptir. Fes el-Bali adı verilen bu eski şehir, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almakta olup dünya üzerindeki en büyük araç trafiğine kapalı kentsel alanlardan biridir. Gerçekten de Fes’in medine bölgesinde dokuz binden fazla birbirine bağlı dar sokak olduğu söylenir. Bu labirentvari sokaklarda gezinirken zaman tünelinde yolculuk yapıyor gibi hissedersiniz; her köşe başında bakırcılar, halıcılar, baharatçılar ve deri ustaları çıkıverir. Fes’te kaybolmak gezinin bir parçasıdır; ancak bu kayboluş endişe değil, keşif duygusuyla doludur. Şehrin en meşhur noktalarından biri, orta çağdan beri faaliyette olan deri tabakhaneleridir. Tavşan ve sığır derilerinin geleneksel yöntemlerle işlendiği, devasa boya kuyularının rengârenk bir mozaik oluşturduğu Chouara Tabakhanesi’ni yüksek bir terastan izleyebilirsiniz. Burnunuza keskin kireç ve boya kokuları gelirken, tarihi yöntemlerin canlı tanığı olursunuz.
Fes aynı zamanda ilim ve irfan merkezidir. 859 yılında kurulmuş Karaviyyin Üniversitesi, dünyanın en eski üniversitelerinden biri olarak Fes’te bulunmaktadır. Yine bu üniversiteye ev sahipliği yapan Karaviyyin Camii ve Medresesi, kentin İslami ilim geleneğinin sembollerindendir. Ayrıca Fes, 9. yüzyıldan kalma el-Karaviyyin Kütüphanesi ile dünyanın en eski sürekli faaliyet gösteren kütüphanesine sahiptir. Bu etkileyici miras, Fes’i bir kültür hazinesi haline getirmektedir. Şehirde Attarine ve Bou Inania Medreseleri, Nejjarine Çeşmesi, Mavi Kapı (Bab Boujloud) gibi görülmesi gereken birçok tarihî yapı bulunur. Fes’in, bir dönem Fas Sultanlığı’na da başkentlik yaptığını hatırlarsak, sokaklarında gezerken karşınıza çıkan her bir ayrıntının (kapı tokmağından ahşap oymalara kadar) yüzyılların birikimini yansıttığını söyleyebiliriz. Kısacası Fes, ziyaretçilerini geçmişin derinliklerine götüren yaşayan bir müzedir; burada labirent sokaklarda kaybolmak, Fas’ın ruhunu anlamanın belki de en iyi yoludur.
Kazablanka – Modern Metropol ve Sahil İhtişamı
Atlantik kıyısındaki Kazablanka (Casablanca), Fas’ın en büyük şehri ve ekonomik merkezidir. Tarihî imparatorluk şehirlerinin aksine daha modern bir görünüme sahip olan Kazablanka, kozmopolit atmosferiyle öne çıkar. Şehir, adını Hollywood’un klasik filmiyle duyurmuş olsa da, günümüzde gökdelenleri, geniş bulvarları ve hareketli limanıyla çağdaş bir Akdeniz metropolüdür. Hassan II Camii, Kazablanka’nın ve aslında tüm Fas’ın en görkemli yapılarından biridir – okyanus kıyısında yükselen bu cami, 210 metrelik minaresiyle dünyanın en yüksek minarelerinden birine sahiptir. Aynı anda 25 bin kişiyi ağırlayabilen cami, ince işlemeli zellij çinileri, mermer zeminleri ve okyanus üzerine uzanan cam tabanıyla ziyaretçileri büyüler. Şehrin merkezi olan Muhammed V Meydanı ve çevresindeki mahalleler, Fransız sömürge dönemi mimarisi ile yerel Fas tarzının karışımını sergiler. Art deco binalar, palmiyeli caddeler ve Avrupa esintili kafeler, Kazablanka’da farklı bir Fas deneyimi sunar. Kültürel açıdan da canlı olan şehirde çeşitli müzeler, sanat galerileri ve alışveriş imkânları bulunur. Kazablanka, Fas’ın modern yüzünü temsil ederken; canlı gece hayatı, alışveriş merkezleri ve okyanus sahilindeki kordon boyu ile ziyaretçilere tarihi şehirlerden farklı fakat tamamlayıcı bir deneyim yaşatır.
Rabat – Tarih ve Modernliğin Buluşması
Ülkenin siyasi başkenti olan Rabat, Atlantik kıyısında sakin ve zarif bir şehirdir. Yeşil bulvarları, düzenli yapısı ve temiz caddeleriyle Rabat, karmaşadan uzak bir başkent atmosferi sunar. Yine de tarihi mirası son derece zengindir: Rabat’ın medina'sı UNESCO Dünya Mirası listesindedir ve surlarla çevrili eski şehirde Fas geleneksel yaşamını hissedebilirsiniz. Kentin simge yapılarından Hassan Kulesi, 12. yüzyılda yapımına başlanmış devasa bir minare olup yarım kalmış haliyle bile etkileyicidir. Hemen yanında, 20. yüzyılda inşa edilen Mohammed V Mozolesi bulunmaktadır; beyaz mermerden duvarları, yeşil çinili çatısıyla Fas’ın Kraliyet ailesinin anıt mezarı olarak görülmeye değer bir eserdir. Şehrin deniz kıyısındaki Udaya (Oudaias) Kasbahı, mavi-beyaz boyalı dar sokakları ve muhteşem okyanus manzarasıyla huzurlu bir köşedir. Buradaki Andalusya bahçelerinde yürüyüş yapabilir, kasbah içinde yer alan el sanatları müzesini ziyaret edebilirsiniz. Rabat, aynı zamanda modern müze ve galerilere de ev sahipliği yapar (örneğin Mohammed VI Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi). Başkent oluşu sebebiyle resmi binalar ve yabancı elçilikler burada toplandığından, şehirde düzen ve güvenlik üst düzeydedir. Rabat’ın hemen komşusu olan Salé kentiyle arasından Bou Regreg nehri akar; nehir kıyısında yeni geliştirilmiş marina ve eğlence alanları, kentin modern yüzünü yansıtır. Genel olarak Rabat, Fas’ta tarih ile modern yaşamın dengeli bir sentezini gözlemleyebileceğiniz, ferah ve kültür dolu bir duraktır.
Şafşavan (Chefchaouen) – Mavi Şehir’in Büyüsü
Rif Dağları’nın eteklerinde gizlenmiş bir masal diyarını andıran Şafşavan (Chefchaouen), özgün mimarisiyle dillere destan “Mavi Şehir”dir. Şehrin neredeyse tüm eski evleri, duvarları, kapıları ve merdivenleri göz alıcı mavinin tonlarına boyalıdır. Bu özelliğiyle Şafşavan, binalarının mavi tonlarıyla ünlüdür ve “Mavi İnci” lakabını almıştır. Dar sokaklarında gezerken her köşe, her merdiven size kartpostal tadında manzaralar sunar. Mavinin dinginliği ile dağ havasının ferahlığı birleşince, Şafşavan sokaklarında yürümek ziyaretçilere huzur verir. Bu şirin şehir 15. yüzyılda bir kale etrafında kurulmuş olup tarihsel olarak İspanyol ve Berberi etkilerini bir arada barındırır. Uta el-Hammam Meydanı, kasabanın kalbidir; etrafında küçük kafeler ve restoranlar bulunur, burada naneli çayın tadını çıkarırken etrafı seyredebilirsiniz. Meydanın bir köşesinde yükselen Büyük Camii ve hemen yanındaki Kasbah (iç kale) kentin tarihine tanıklık eden yapılardır. Şafşavan, aynı zamanda alışveriş için de keyifli bir durak – başka yerlerde kolay bulunmayan yerel yün giysiler, el dokuması şallar ve ünlü keçi peyniri bu bölgenin özgün ürünlerindendir. Şehir, İspanya’ya ve Akdeniz’e yakınlığı sayesinde özellikle İspanyol turistlerin de rağbet ettiği bir destinasyondur. Eğer Fas yolculuğunuzda biraz soluklanıp dağların arasında sakin bir atmosfere dalmak isterseniz, mavi sokaklarıyla Şafşavan tam aradığınız yerdir.
Şafşavan (Chefchaouen) sokakları dingin bir masal diyarını andırır. Evlerin ve sokakların maviye boyalı oluşu, bu dağ kasabasına özgü bir atmosfer kazandırır. “Mavi Şehir”de dolaşmak, Rif Dağları’nın eteklerinde huzurlu bir keşif sunar.
Sahra Çölü ve Merzouga – Çölün Masalsı Dünyası
Fas seyahatinizi taçlandıracak deneyimlerden biri de **Sahra Çölü’nü** keşfetmektir. Ülkenin güneydoğusunda, Cezayir sınırına yakın konumdaki Merzouga kasabası, ünlü Erg Chebbi kum tepelerinin yanı başında bulunur ve çöl maceralarının başlangıç noktasıdır. Burada uçsuz bucaksız kum denizi sizi karşılar; bazı kum tepeleri (erg) 150 metreyi aşan yükseklikleriyle ufka doğru dalgalanan altın rengi bir okyanus gibidir. Deve sırtında çölde yapılan günbatımı turları son derece popülerdir – turuncu güneş ufukta alçalıp gökyüzünü kızıl ve mor tonlara boyarken, devasa kum tepelerinin gölgeleri değişir ve büyüleyici manzaralar oluşur. Çölde gecelemek ise bambaşka bir deneyim: Güneş battıktan sonra ortaya çıkan sayısız yıldız, Samanyolu’nun tüm haşmetiyle parlaması, şehir ışıklarından uzak bu yerde hafızalara kazınır. Geleneksel Berberi çadır kampında konaklayarak, kamp ateşi etrafında yerel müzik ve danslar eşliğinde vakit geçirmek gezginlere adeta zamanda yolculuk hissi verir. Gece çölün serinliğinde, sessizlik ve yıldızların altında kendi masalınızın bir parçası olursunuz. Ertesi sabah altın kumların üzerinde doğan güneşi izlemek de Sahra’nın sunduğu unutulmaz anlardan biridir. Fas’ta Sahra Çölü safarisi, pek çok gezgin için hayatlarının en etkileyici tecrübelerinden biri olarak anılır. Çölü ziyaret edecekler için tavsiye: Gündüz kavurucu sıcağa karşı koruyucu kıyafet ve bol su bulundurmak, gece ise oldukça soğuk olabileceği için kalın giysiler hazırlamak önemlidir. Tüm zorlu şartlarına rağmen Sahra, sonsuzluk hissi veren kumulları ve büyüleyici gecesiyle kesinlikle görülmeye değerdir.
Fas’ın güneyindeki Erg Chebbi kumulları, gün doğumu sırasında turuncu ve altın tonlarda parlayarak göz kamaştırıcı bir manzara sunar. Sahra Çölü’nün bu büyülü ortamı, develerle yapılan çöl turları ve yıldızlı gökyüzü altında geçen gecelerle hafızalara kazınır.
Atlas Dağları – Doğanın Zirveleri ve Yürüyüş Cenneti
Fas’ın sırtını dayadığı muhteşem Atlas Dağları, ziyaretçilere bambaşka bir deneyim sunar. Atlaslar, ülkeyi doğu-batı doğrultusunda kat eden üç ana sıradağdan (Yüksek Atlas, Orta Atlas ve Anti-Atlas) oluşur ve coğrafi olarak büyük önem taşır: Akdeniz ve Atlantik kıyılarını Sahra Çölü’nden ayıran bu dağ silsilesi, iklimi de belirler. Atlas Dağları sadece doğal bir sınır olmakla kalmaz, aynı zamanda müthiş manzaralar ve outdoor aktiviteler için fırsatlar barındırır. Özellikle Yüksek Atlas bölgesi, görkemli zirveleriyle ünlüdür. Burada, yukarıda da değindiğimiz gibi, Kuzey Afrika’nın en yüksek noktası olan Cebel Toubkal (4167 m) bulunmaktadır. Toubkal Milli Parkı içinde yer alan bu zirveye, rehber eşliğinde düzenlenen tırmanış turlarıyla ulaşmak mümkündür ve macera sever gezginler için unutulmaz bir başarıdır. Kış aylarında Yüksek Atlas’ın bazı kesimlerinde kar yağışı görülür ve Oukaimeden gibi kayak merkezlerinde kayak yapılabilir. Evet, Fas’ta kar ve kayak kavramları Atlas Dağları sayesinde gerçektir – çöl ve deniz manzaralarını gördükten sonra karlı bir dağ deneyimi yaşamak bu ülkenin sürprizlerindendir.
Atlas Dağları aynı zamanda trekking ve doğa yürüyüşleri için idealdir. Yemyeşil vadiler, şelaleler (örn. Ourika Vadisi’ndeki Setti Fatma şelaleleri), kanyonlar ve Berberi köyleri arasında yapılan yürüyüşler, Fas kültür ve doğasını yakından tanımanızı sağlar. Yürüyüş rotaları üzerinde karşınıza çıkacak küçük köylerde geleneksel Berberi yaşamını gözlemleyebilir, sıcak bir nane çayı ikramıyla karşılanabilirsiniz. Özellikle bahar aylarında Atlas eteklerinde badem ve meyve ağaçlarının çiçek açtığı, çayırların yeşerdiği dönem manzaralar nefes kesicidir. Araçla seyahat edenler için Marakeş’ten güneydeki çöl bölgesine geçişte kullanılan Tizi n’Tichka Geçidi, dağ yolları ve panoramik bakış açılarıyla etkileyici bir sürüştür. Yine Yüksek Atlas’ın eteğinde konumlanan Aït Benhaddou gibi tarihi toprak kaleler (kasbah’lar) hem kültürel hem doğal zenginliği bir arada sunar. Sonuç olarak Atlas Dağları, Fas’ın farklı yüzlerinden birini temsil eder: Çölleri ve şehirleri gördükten sonra dağların serinliğine çıkmak, bu ülkenin ne kadar çeşitli bir coğrafyaya sahip olduğunu bir kez daha kanıtlar.
Fas Turları ile Masalsı Bir Yolculuğa Çıkın
Onca görülecek yer, keşfedilecek onca zenginlik varken, Fas’ı keşfetmenin en rahat ve keyifli yollarından biri organize turlara katılmaktır. Bir Fas turu, ülkenin farklı yüzlerini uzman rehberler eşliğinde, planlı bir rota dahilinde görme imkânı sunar. Rehberler sayesinde hem dil engeli ortadan kalkar, hem de ziyaret ettiğiniz yerlerin tarihini, kültürel arka planını yerinde öğrenirsiniz. Ülkede birçok tur rotası mevcuttur. Örneğin, “İmparatorluk Şehirleri Turu” olarak adlandırılan rotada Rabat, Meknes, Fes ve Marakeş gibi tarihi başkentler gezilir; bu sayede Fas’ın kraliyet geçmişine kapsamlı bir bakış atılır. Bu tur esnasında anıtsal kapılardan saraylara, antik medreselerden müzelere pek çok yapıyı görüp tarih içinde bir yolculuk yaşarsınız. Bir diğer popüler rota olan “Çöl Safarisi ve Güney Fas Turu” ise Marakeş’ten başlayarak Atlas Dağları’nı aşar, Ouarzazate üzerinden Sahra Çölü’ndeki Merzouga’ya uzanır. Bu yolculukta Aït Benhaddou gibi filmlere konu olmuş kasabaları, Dades ve Todra Vadileri’nin kanyonlarını görür, ardından çöl kampında geceleyerek yıldızların altında bir gece geçirirsiniz. Fas turları genellikle bu tarz unutulmaz deneyimleri bir araya getirerek kısa sürede pek çok yeri görmenizi sağlar.
Organize bir turla seyahat etmenin bir diğer avantajı konfor ve güvenlik konusundaki endişeleri en aza indirmesidir. Ulaşım, konaklama, rehberlik gibi detaylar tur şirketi tarafından planlandığından siz sadece geziye odaklanırsınız. Özellikle Fas gibi, her köşesinde farklı bir macera barındıran bir ülkede, lojistik planlama zahmetini profesyonellere bırakmak gezinin tadını arttırabilir. Rehberiniz sizi Marakeş’in hareketli çarşılarında doğru alışveriş noktalarına götürecek, Fes’in labirent sokaklarında kaybolmadan gezinizi sağlayacak, Atlas köylerinde yerel halkla tanıştıracak ve çölde gece kampı gibi etkinliklerde her şeyin yolunda gitmesini koordine edecektir. Ayrıca tura dahil ekstra aktivitelerle (örneğin bir Berberi köyünde aile ziyareti, deveyle gün batımı gezisi, Fas mutfağı atölyesi gibi) yolculuğunuz zenginleşir.
Bir masal yolculuğuna benzetebileceğimiz Fas turunda, günbegün karşılaşacağınız manzaralar ve kültürel deneyimler o kadar çeşitlidir ki kendinizi “Binbir Gece Masalları” içinde hissedebilirsiniz. Bir gün Atlas Dağları’nın serin yaylalarında kahvaltı edip öğleden sonra çöl sıcağında kum sörfü yapmak, ertesi gün ortaçağdan kalma bir medinanın dar sokağında yürüyüp akşamında modern bir çatı barında şehir manzarasına karşı gün batımını izlemek – tüm bunlar Fas seyahatinde mümkün. Bu kontrastlar ve zenginlikler diyarında, her an yeni bir sürpriz sizleri bekler.
Sonuç olarak, Fas turları sayesinde tek bir seyahatte bu ülkenin pek çok yönünü zahmetsizce keşfedebilirsiniz. Uzman rehberler eşliğinde Marakeş’in canlı pazarlarında pazarlık yapmanın heyecanını yaşayabilir, Fes’te yüzyıllardır değişmeyen tekniklerle deri boyayan ustaları izleyebilir, Sahra Çölü’nde kum tepelerinin üzerinde gün doğumunu karşılayabilirsiniz. Üstelik grup olarak seyahat ettiğiniz için yeni insanlarla tanışır, deneyimlerinizi paylaşır ve belki ömür boyu sürecek dostluklar kurarsınız. Fas, masalsı atmosferi, sıcak insanları ve çeşitliliğiyle gezginlerini büyüleyen bir ülke; böyle bir yolculuğa da en çok bu yakışır. Planlarınız arasında Fas varsa, bir tur ile yola çıkmayı düşünebilir ve bu sayede unutulmaz anılarla dolu, güvenli ve keyifli bir maceraya atılabilirsiniz. Fas’ın kapıları size ardına kadar açık – şimdi bu masalsı yolculuğa çıkma zamanı!